28 Eylül 2019 Cumartesi

ZİKRİN BAZI ÜSTÜNLÜKLERİ

Zikrin üstünlüğü için, Allah’ın meleklere zikir ehli ile övünmesi yeterlidir. Sahih-i Müslim’deki bir hadiste Muaviye şöyle anlatır: Bir defasında Allah resulü (s.a.v.) halka şeklinde oturmuş bir grup ashabının yanına gelerek: “Sizi burada oturtan nedir?” diye sordu. Onlar da: “Allah’ı zikretmek ve bize İslam’ı göstererek lütufta bulunmasına karşılık O’na hamdetmek için oturduk” dediler. Allah resulü: “Allah adına, sadece bu mu sizi oturttu?” dedi. “Evet, bizi sadece bu oturttu” dediler. Bunun üzerine Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben size bir suçlamada bulunmak için yemin et­tirmedim. Ancak Cebrail yanıma geldi ve bana, Allah’ın me­leklere karşı sizinle övündüğünü haber verdi”.[24]
Bir bedevi Hz. Peygambere: “Hangi amel daha üstün­dür?” diye sordu. Allah resulü (s.a.v.) de: “Dünyadan ayrılır­ken, dilinin Allah’ın zikriyle ıslak bulunmasıdır” buyurdu.[25]
Bir defasında bir adam Hz. Peygambere (s.a.v.): “İs­lam’ın emirleri bana çok (ağır) gelmeye başladı. Bana, ken­disine sıkıca tutunacağım bir iş emret” dedi. Allah resulü (s.a.v.) de: “Dilin, Allah’ın zikriyle daima ıslak olsun” bu­yurdu.[26]
Hz. Peygamber (s.a.v.), isra gecesi babası Hz. İbrahim’in kendisine şöyle söylediğini rivayet ediyor: Benden ümmetine selam söyle ve onlara, cennet toprağının temiz, suyunun tatlı olduğunu; onun geniş, düz ve boş arazi olduğunu, tohumu­nun ise sübhanallah velhamdülillah ve lâ ilâhe illallah vallahu ekber olduğunu haber ver.[27]
Buhâri ve Müslim’de, Ebû Musa’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Allah resulü şöyle buyurmuştur: Rabbini zikre­den ile O’nu zikretmeyen, ölü ile diriye benzer.[28]
Müslim’in rivayeti şöyledir: İçinde Allah’ın zikredildiği ev ile içinde Allah’ın zikredilmediği evin misali, ölü ile dirinin misaline benzer.[29]
Bu hadiste Allah resulü (s.a.v.), Allah’ı zikredenin evini içinde diri insanların yaşadığı eve benzetmekte; Allah’ın zik­rinden gafil olanın evini ise, içinde ölülerin bulunduğu eve (kabre) benzetmektedir.
Birinci hadiste ise Allah resulü (s.a.v.), Allah’ı zikredeni diriye; Allah’ı zikirden gafil olanı ise ölüye benzetmektedir. Buna göre her iki hadisin lafzı şu anlamı içermektedir: zikre­den kalp, içinde dirilerin yaşadığı evdeki diriye benzer; gafil kalp ise, içinde ölülerin bulunduğu evdeki ölüye benzer.
Hiç şüphesiz gafillerin bedenleri, kalplerinin kabristanı­dır. Kalpleri burada kabristandaki ölüler gibidir. Şair der ki:
Allah’ı zikretmeyi unutmak, kalplerin ölümüdür
Böylelerin bedenleri, kabirden önce kabre dönüşür.
Ruhları, bedenlerinden ayrı bir yalnızlık içindedir
Tekrar dirilinceye kadar onlara diriliş yoktur.
Yine şair der ki:
Allah’ı zikretmeyi unutmak, kalplerin ölümüdür
Bedenleri, harabeye dönmüş kabirler gibidir.
Ruhları, sevgilisinden ayrılmış bir yalnızlık içindedir

Ama kötülerin yanında, onlarla pek neşelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder